19 Haziran 2008 Perşembe

AHİRET HAVAYOLLARI

6666 SEFER SAYILI DÜNYA AHiRET UÇAGI UÇUS PROGRAMI


KAPTAN PILOT Azrail
HAREKET YERI Dünya
HAREKET SAATI Ecel vakti
MOLA YERI Kabir
VARIS NOKTASI: Alemi Ervah (Cennet veya Cehennem)

AHIRET YOLCUSUNUN HAKKINDA BILGILER

ISMI Insan
GOREVI Kulluk
MENSEI Toprak

GOTURULEBILECEK ESYALAR VE BAGAJ

1) Bes metre kumas
2) Salih amel
3) Salih bir çocugun duasi
4) Faydali ilim

NOT:!!! Katiyyen baska bir eşyanın tasinmasina asla müsaade edilmez.

REZERVASYONLAR
Biletiniz kesinlikle iptal edilmez,ancak sadaka ile tehir edilebilir. Seyahatten geri dönüş asla yoktur.

RAHAT MUTLU BIR YOLCULUGUN SARTLARI
Yolculuk öncesi seyahatinizin selameti için
1) kur`ani kerim ve
2) hadis-i seriflerdeki talimatlara uyulmasi önemle rica olunur.

MESAJ
Allah ve rasulune itaat,Ölümü sürekli hatirlama,Ahirette yanliz cennet ve cehennem var oldugunun bilinmesi,
Ana ve babaya iyilik yapilmasi,
Yemenin içmenin ve giyinmenin her hususta helal olmasi.

UYARI
Pasaportunuz(amel defteriniz) kontrol edilecektir.
Kontrol icab ettiginde video kaseti ile agizlar bagli ellerin konusmasi ve ayaklarin sahitligi ile karsilastirma yapilir.
Vizeler zamaninda yaptirilmasi (namaz,oruç,zekat,vs) insallah cennet ve cemal-i ilah-iye ulasilir

YOLCULUK ESNASINDA VERILECEK FORMDA DOLDURULACAK YERLER.

1. Ömrünü nerede tükettin?
2. Gençligini nerede çürüttün?
3. Malini nereden kazandin?
4. Malini nerede harcadin?
5. Allah yolunda ne yaptin?
6. Vaktini nasıl harcadın?

SORULACAK SUALLER

1) Rabbin kim ?
2) Dînin nedir ?
3) Kimin ümmetindensin ?
4) Kitâbın nedir ?
5) Kıblen neresidir ?
6) İ'tikâdda ve amelde mezhebin nedir ?

Müslümanlar bu sorulara şu şekilde cevap verecekler.

1) Rabbim Allah
2) Dînim, İslâm dînidir
3) Muhammed aleyhisselâmın ümmetindenim
4) Kitâbım, Kur'ân-ı kerîmdir.
5) Kıblem, Ka'be-i Şerîftir
6) İ'tikâdda mezhebim Ehl-i sünnet vel-cemâ'attir. Amelde ise Hanefî, Şâfi'î, Mâlikî, Hanbelî

Soru: Kimler kabir sorularına cevap verecek, kimler veremiyecek?

Cevap: Îmân ile ölen cevap verecek, îmânsız ölen cevap veremiyecektir.


Doğru cevap verenlerin kabri genişliyecek, buraya Cennetten bir pencere açılacaktır
Sabah ve akşam, Cennetteki yerlerini görüp, melekler tarafından iyilikler yapılacak, müjdeler verilecektir.
Bu suâllere cevap veremiyenler, kabirde azâb görecektir.
Cehennemden bir pencere açılacak, sabah akşam Cehennemdeki yerini görüp, mezarda, mahşere kadar, acı azâbları çekecektir.

NOT:
Daha genis bilgi isteyen sayin yolcularin Allah (c.c)`in kitabi
Rasülullahin hadis´i serifine bas vurmalari rica olunur.

24 Mart 2008 Pazartesi

KADINLAR HAYATTA EN ÇOK NE İSTER?


Harun Reşit, savaşta esir aldığı düşman generale '-Hayatını
bağışlarım ama bir şartım var:
Kadınlar hayatta en çok ne ister, budur bilmek
istediğim.Bu sorunun yanıtını getir; kurtar kelleni.'der.
General sorar soruşturur, bu çetin sorunun yanıtını arar ve
Kafdağı'ndaki
bir cadının bunu bildiğini öğrenir. Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı
arar bulur ve sorar
Kadınlar hayatta en çok ne ister?'Korkunç cadının,yanıt için öyle bir
şart ileri sürer ki yenilir yutulur değil. '-Evlen benimle, o zaman öğrenirsin istediğini.'
Bu ölümcül teklifi,kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşid'e:
Kadınlar, en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister.'
Harun Reşit bizimkinin hayatını bağışlar ya; cadıyla evlenmek için de söz
verilmiştir.Evlenirler. O ilk gece; general bir bakar ki o korkunç cadı,
dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş,karanlık odada. Konuşur cadı:
Benim kaderim böyle; günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer
yarısı ise çirkinim. Ne dersin geceleri seninleyken mi, yoksa gündüzleri
dışarıdayken mi güzel olayım?
General düşünür ve '-Sen bilirsin, kararını kendin ver' der; işte o
andan itibaren korkunç cadı sonsuza dek çok güzel bir kadın olarak kalır.'
Peki bu öyküden çıkarılacak üç ders nedir?

Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister.
Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın, her zaman
Güzeldir, Zekidir, Yaraticidir,

22 Şubat 2008 Cuma

HAYAT VE BEN!!!

Otuzbeşime bastım geçen hafta

İlk yarı bitti Hayat:1 Ben:0

Ama belliydi böyle olacağı

Nicedir başlamıştı belirtiler

Yolda çocuklar,”amca şu topu atıversene” diye seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin

Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü

Baktım lise fotoğraflarım sararmış,sınıf arkadaşlarım yaşlanmış

Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş ,seyahat ve aşk yerine

Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum,içimdeki uçurtmanın ipini çekercesine

Bizim zamanımızda diye başlayan,nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet törenlerinde

Hayret daha dün değilmiydi benimkisi?

Yıllar yılı dudak büktüğüm “ölümden sonra hayat” masallarına kulak kabartmaya başlamışım gizliden gizliye

İple çektiğim haziranlara sırt çevirmişim

Yaşamın orta sahasına girmişim,irkilmişim

Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan

Biri”daha ne gördünki” diyor yüzünde papatyalarla,asıl şimdi başlıyor hayat!..Bundan sonrası rahat!

Lakin “buydu görüp göreceğin” diye efkarlanıyor öteki,ikinci yarı geçer hızla yaşlanırsın zamanla

Yaşı genç olanlar 35' e uzak durduklarını sanarak, sahi oldumu okadar? Hiç göstermiyorsun,tesellisindeler.

35'le çoktann tanışmış olanlarsa Hayata Hoş geldin,pankartlarıyla karşılamadalar

İlk yarı sadece bir ısınmaymış meğer,asıl ikinci yarıda anlaşılırmış tadı hayatın..kavganın...aşkın...

Bense şaşkın,devre arası bilançolarındayım.

Son dönemde kimbilir kaç kez eski anıları yaralı ele geçirdim belleğimin derinliklerinde.

Kimbilir kaç kez kendime yakalandım,kendimden kaçarken

Ve sustum vijdan sorgularında

Aksi sedamla bile dertleşmedim,meğer ne yaman serüvenmiş hayat,bazen yedi veren gülleri gibi bereketli..

Sanki hayat değil körfez krizi mübarek,bir koyup beş alıyorsun...

Yaşıyor,seviyor ve seviliyorsun,bazense kıtlıktan kırılıyor ortalık şaşıp kalıyorsun...

Oysa herkes bilmezden gelsede skoru belli oyunun...

30'larda dedeni ve nineni kaybediyorsun,40'larda anneni ve babanı ve 70'lerde kendini...

Şimdi devre arası yolun yarısı...

Bugüne dek ancak tanıştık hayatla,ben ona kendimi tanıttım,o bana kendini...

Göğsüme madalya gibi dizdim hatalarımı,

Zaferlerim onlar benim,olgunluğumun yapıtaşları...

Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı

Asonsör çıkarken yukarı,dönüp bakmadım bile aşağı dönmesin diye başım..

Ben istikballe arkadaşım

Ne varki herşey yarım...

Hayatta yarım,sevdalarda

Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin

İhanetlerin hesabı sorulmadı

Nazımında dediği gibi “Kopardım portakalı dalından ama kobuğu soyulmadı,sevdalara doyulmadı”

Doydum diyen görmedimki ben zaten

Lakin gelde zamana anlat bunu

Sahi nedir bu telaş bu kin,sanki ölüye can yetiştireceksin...

Baktım ikinci yarı kapıda ve hayatın ceza sahası yakın

Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını

Acılar,sancılar bir çekmecede,sevdalar diğerinde

Biryerde hüzünler ve korkular,bir üstte sevinçler ve zaferler

Kat kat,dizi dizi dizdim kullanılmış takvimlerimi

Sabırla kapattım kutuyu,sevgiyle mühürledim ağzını

İlk yarı bilançom o benim,yangında ilk kurtarılacak,kazada ilk açılacak

Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açıp bakanlar teşhis koyacaklar halime

Çok mutlu olmuş fazla yüksekten uçmuş zavallı diyecekler...

Ya da;

Sebepsiz alçalmış bile bile vurmuş kendini dağlara

Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikayenin

Kalanı benimle gelecek

Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatalarımı

Reyhanlar saklayacak sırlarımı

Skoru bir tek egenin suları bilecek

Denize kavuşabilirse eğer içimdeki nehir

HAYAT:O BEN:1

19 Şubat 2008 Salı

1400 YIL ÖNCE GELEN E-MAİL


Ey Allah (c.c.)ın kulları!

Bugünün genç müslümanları!

Her gün sabırsızca bekliyorsunuz,

"Bana e-mail geldi mi?" diye.

Günde bir kaç kez online oluyorsunuz.

Mutlu oluyorsunuz,

"Bir mailiniz var!" yazdığında.

Okumak için sabırsızlanıyorsunuz.

Bazı mesajlar gerçekten güzel,

Arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan sıcacık.

Fakat çoğu öylesine gelmiş; alakasız.

Sadece zamanınızı alıyor.

Derhal siliyorsunuz.

Biliyor muydunuz, yaklaşık 1400 yıl önce,

Allah(c.c.) size uzun bir e-mail gönderdi.

Meleği Cebrail(a.s.) aracılığıyla elbet,

Kulu Muhammed Aleyhisselatuvesselam?a

Açtınız mı bu e-maili?

Subject: Kur'an,

"Kuşku Barındırmayan Rehber"

Download ettiniz mi bu dosyayı?

Kalbinize bookmark'ladınız mı?

Hayatınızın "favoriler"ine eklediniz mi?

Her sabahınızın "başlangıç sayfası" yaptınız mı?

Açtıysanız bu e-maili

Hepsini okumuş olmalısınız...

Gönderilen elçilerin kıssalarını...

Helak olan kavimlerin öykülerini...

İnsanlığa mesajları,

Günlük hayatınızın rehberini,

Geleceğe dair güzel haberleri, müjdeleri.

Allah?ın sizden "reply" edip,

E-mail olarak iyi amel beklediğini.

şimdi, her sabah uyandığınızda;

İlk bu e-maili okuyun.

Kur'ân'da "save" edildiği şekliyle,

Hatırlayın ve ona göre "reply" eyleyin.

Sevgili genç müslümanlar;

İslamın geleceğine "enter"leyin



alıntıdır

18 Şubat 2008 Pazartesi

KADINLAR KOLAY AĞLAR AMA NEDEN?

ÇÜNKÜ BEN BİR KADINIM

Küçük bir erkek çocuk annesine sordu.
"Niçin ağlıyorsun?".
"Çünkü ben bir kadınım" diye cevapladı annesi.
"Anlamadım!" dedi çocuk. Annesi çocuğu kucaklayıp,
"Ve hiç bir zaman anlamayacaksın!" dedi.
Babasına "Baba, annem niçin ağlıyor?" diye sordu.
Baba "Bütün kadınlar sebepsiz ağlayabilen yapıdadır" diye
cevapladı.
Küçük oğlan büyüdü, yetişkin adam oldu, hala kadınlarin niçin
ağladıklarını keşfedemedi.
Nihayet öldukten sonra cennete gittiğinde Allah'a sordu.
"Allahım" dedi.
"Kadınlar niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar?"
Allah dedi ki...
"Ben kadınları özel yarattım!... Tüm yaşamın ağırlığını taşıyabilecek
kuvvette olmasına rağmen başkalarına teselli verecek kadar yumuşak
omuzlar, doğumun acısına olduğu kadar doğurdukları evlatlarının
nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvvetini verdim.
Başkalarının kuvvetinin kalmadığında devam edecek azmi, ailesinin hastalığında yorgunluğa papuç bıraktırmayacak kudreti verdim.
Her türlü şart altında ve hatta annelerini çok kötü incitselerde,
cocuklarını sevmek duygusallığını verdim.
Bu duygusallık her yaştaki çocuklarının yaralarını sarmalarına, sorunlarını dinleyip paylaşmalarına yardım ediyor.
Kocalarına tüm kusurlarıyla sevmek kudretini verdim.
Erkeğin kaburgasından onları erkeğin kalbini korumaları için yarattım.
Onlara iyi bir eşin asla incitmeyeceğini fakat bazen destek ve
kuvvetini deneyecek davranışlarda bulunacağını anlayacak duyarlı bir zeka verdim.
Tek zayıflık olarak kadınlara birer gözyaşı verdim.
Tamamen kendilerinin sahip oldukları, ihtiyaçları olduğunda
kullanmak üzere... İnsanlık için bir gözyaşı..." diye cevapladı.